Son günlerde beni boğan bir şey var. Hiç kimseye
anlatamadığım düşüncelerim, korkularım dört bir yanımı kuşatmış, amansızca
saldırıyorlar üzerime. Bir uçurumun kenarındaymışım da ufacık bir rüzgarla aşağıya
yuvarlanacak gibi duruyorum.
Sürekli bir acı düşünce düşüyor zihnime. Her şeyim bir anda
yok olacakmış gibi bir şey. Bir anda dünyaya veda edecekmiş gibi duruyorum
insanların arasında. Adını koyamadığım bir şey var, sanki her şey ama her şey,
gördüğüm herkes, konuştuğum, dinlediğim her insan, yürüdüğüm her sokak,
baktığım her fotoğraf karesi ve daha nicesi, hepsi benimle konuşuyor ve beni
eski anılarla birlikte kuşatarak büyük bir acıya doğru hazırlıyor. Biraz öncesi
olsa dayanamayacağım bir acıya sürükleniyor gibiyim, sanırım şu an biraz daha
itidalli olabilirim gibi geliyor, pek çok şeyle barıştığımdan olsa gerek diye
düşünüyorum. Bir yandan da henüz yaşamadığım bir şey üzerine kendime güvenebiliyor
oluşum beni ürkütüyor. Her şey bana bir işaret veriyor ve ben kaçınılmaz bir
sona doğru sürükleniyormuşum gibi. Hiç böyle hissetmemiştim. Tüm anılarım birleşip
hazırladıkları o büyük güne doğru ittiriyorlar beni. Yaşamaktan korkuyorum,
yaşadığımda ne olacağını bilmediğimden korkuyorum. Güvendiğim tek bir şey var, her
zorluğun ardındaki kolaylık. Başka da bir güvencem yok kendime dair.
Belki saçmalıktır, belki vehimdir, bitmek bilmeyen karamsarlığımın
bir tezahürüdür ki umarım öyledir, bilmiyorum. Gerçekleşen düşüncelerime tanıklık
ettim ve bu beni ziyadesiyle korkuttu. Hiç böyle bir şey yaşamamıştım bugüne
dek. Hayır tahmin gibi bir şey değil bu öngörü ya da varsayım gibi değil. Dejavu
desen hiç değil. Gece yastığa kafamı koyduğumda aklıma gelen en güzel ve en korkunç
düşüncelerimle birkaç gün sonrası yüzleştim. İmkansız bir sevdanın üzerime yapışan
lanetini atmanın savaşını verirken kafamda, ertesi gün beklenmedik yerden
imkanlar yaratan bir darbeyle uyandım. Lanet dediğime bakmayın, aslında pek de
şikayetçi değilim. Her gece gördüğüm kabuslarım yüzüme karşı dillendirildi hiç
alakasız bir ortamda. Az önceki gibi, alakasız ortamda, alakasız kişilerce. Saklandığım
düşüncelerim insanlarda vücut bulup beni yakaladılar. Düşlerim ve korkularım bir
bir yüzüme çarpıldılar.
Yaşamadığım acıların yaşanacak olma ihtimalinin sancısıyla
boğuluyorum. Büyük bir yüzleşme bekliyor
ve beni ben henüz hazır mıyım bilmiyorum. Birkaç yarım kalmış aşk, çokça
ihanet, sırtımda bıçak darbeleri, insanların birer birer terk edişi beni,
birkaç ölüm, birkaç yaralanma, bir mezar başında ağlamak, bir kaşık sevdada
boğulmak… Ben, beni bir an önce azat etmeliyim. Bu savaşı bitirmeliyim. Ya
korkularım gerçekleşecek birer birer ve ben usulca mağlup olacağım, ya da ben
gideceğim hiç beklenmedik bir anda ve galip olacağım.