Hayri

 



“Ooooo Birol abim gelmiş, hoş geldin abi nasılsın ya? Oğlum çay getirin Birol abiye!”

“Eyvallah Hayri iyiyim sen ne yapıyorsun?”

“İyi be abi ne olsun. Allah bozmasın işler fena bu ara. Yakında çocukları da aldırırım yanıma. Harıl harıl çalışıyoruz valla.”

“Baksana kahve falan sen bayağı ilerlemişsin oğlum. Sen nasıl geldiydin buraya?”

“Abi bu salak âşık olmuş. O gün bugündür beraberiz.”

“Oğlum demesene öyle. Âşık olduğu için salak denir mi adama? Aşk kutsal bir kere.”

“Bırak abi ne kutsalı. Aşk diye bir şey yok. Yapacaksan mantık evliliği yapacaksın. Realiteye bakacaksın. Aşk karın mı doyuruyor? Ben aşkı beklesem şimdi bu kadar yükselebilir miydim? Çocukları da işe sokacağım yakında. Yaptıklarım her yerde konuşuluyor bu kadar başarılı bir babanın çocuklarını da alırlar. Hem siz yengeyle aşık mıydınız abi nasıl evlendiniz Allah aşkına?”

“Oğlum bizim türde öyle bir şey mi var. Zaten hepimiz birbirimize benziyoruz aşık olacak farklılık mı var uzaktan. Bunların durumu öyle mi saçlar var gözler var eller var yüzler var gülüşler var boy var endam var insan sevince nereden başlayacağını şaşırır. Boş ver şimdi aşkı falan da nasıl geldin buraya?”

“Ya dedim ya bu salak, pardon, bir gün bir kız görüyor, bir daha da hiçbir şey görmüyor. O gün başkan aradı hemen beni buraya aldılar. Buradan dedi oğlum, çok ekmek çıkar. Hem sen tecrübeli bir elemanımızsın, herkes kazanır dedi. Benim tayin buraya çıktı, birden atadılar hop diye. Hayır demedim. Aşktan büyük düşüş mü var? Aşık olmuş belli, yıllarca yatarı var bunun, kolay kurtulamaz.

Bu zaten mekanı hazırlamış adeta içeride beni bekliyor. Bir kuruldum sandalyeme oturduğum yerden çayımı yudumlayarak çalışıyorum her gün. Yemek desen her gün yeni şeyler, harikayım. Kızı görünce evine gidiyor ve hayal kurmaya başlıyor. Tam birbirlerini yan yana düşünecek, hemen başlıyorum kemirmeye. ‘Oğlum defol git bir aynaya bak. Kız dünyanın sekizinci harikası resmen. Dön bir şu tipine bak.’ Damardan bir giriyorum, sonra geceler boyu oradan kemirmeye devam. Eleman sabaha kadar bir sağa dönüyor bir sola, uykunun zerresi yok. İmkansızın içinde boğuldu bir kere sittin sene kurtulamaz.

Kızla yan yana geliyorlar. Kız gayet kibar, sevecen yaklaşıyor buna. Bu garibim de ümitleniyor. ‘Lan salak, herkese aynı davranıyor görmüyor musun? Hoşgörülü kız. Ne diye anlam yüklüyorsun’ diyorum. Sonra hop, bütün gün bunu düşünüyor. Özellikle geceleri. Bu âşıklara en ağır gelen zaman gecelermiş, öyle diyorlar. Ben de her gece ek mesai yapıyorum. Bir başlıyorum kemirmeye, uyutmuyorum bunu. ‘Gözlerine bir ömür feda edilir. Suratının her detayı fevkalade muntazaman. Bir gülüyor ki insanın saatlerce bakası geliyor.’

Bunları dinleyip aşkı büyüyor bunun. Önce mutlulukla bir sürü hayal kurmaya başlıyor. Tam en güzel düşünün ortasında bir dalıyorum abi. Bir başlıyorum kemirmeye. ‘Lan dön de şu sefil hayatına bak. Git evinin çatlak sıvasını onar. Musluklar damlıyor. Ay sonunu zor getiriyorsun. Âşık olmak senin neyine.’ ‘Fakirler aşık olamaz mı ulan!’ diyor, ‘Yok ulan!’ diyorum. Beni görse bir dakikada yok edecek. Gözükmemenin rahatlığı.”

“Oğlum çok insafsızlık ediyorsun adama. Madem geceler boyu uyutmayacaksın acı verecek ve uyutmayacaksın, neden önce hayal tohumu ekiyorsun? Ayıp değil mi, çocuğa reva mı bu?”

“Ya Birol abi ne insafı bırak şunu. Bunlar birbirine acıyor mu ki hayatta? Hepsinde bir sahtelik, yalan dolan yok mu? Bizim mesleğimiz bu ne yapalım? Çocuklar nasıl doyacak?”

“Sen de haklısın bir yerde…”

“Hem son zamanlarda barışığız biraz daha abi. Aşkın imkansız bir şey olduğunu kabul ettirdim buna. Bir gün fark etti beni de konuşmaya başladık. Artık aşkına aşık, acısına aşık, çektiği çileden gocunmuyor. ‘Olsun diyor, imkansız olsun, ben aşkın kendisine aşık olmayı seçiyorum.’ Ben de emir kulu olduğumu falan anlattım buna, anlaştık. Arada hayallerine müsaade ediyorum sadece, sıkıntı çıkmıyor.

Baksana sırf aşkının acısıyla bir imparatorluk kurdum burada. Çocukları da alıyorum yakında, sonrasına bakacağız…

Bu aşk denen illet abi, çok acı çektiriyor adama. Bu birkaç kez intihara kalkıştı ben engelledim. Sonra üzerine fazla gitmemeye başladım. O zamanlar beni bile etkiledi herif. ‘Ulan dedim, bağırsakta falan çalışaydık bari. Beyin kurdu olmak çok yoruyor. Her an kemiriyorum herifi. Hayallerini bitiriyorum.’ Ama iş işte.”